29 Nisan 2014 Salı
İNSAN-AYNA-AŞK
İNSAN-AYNA-AŞK
Yaşam ve yaşam üzerindeki sonsuz merak, ölümsüz gençlik.
Sonsuz tutku, derin gizli sevkler, çılgınca günahlar; insan yaşarken kaç kez ölümün taklidini yapmıştır.
Ya sonra:
ölümün kendisi o'na el atıp, alır götürür.İşte bu korkunç rolü, nasıl oynar acaba!
Yaşamanın ne olduğunu, bilen hangi insan, sonsuza dek genç kalmanın fırsatını teperdi!
Biz düşünmesek de, varlığımızın dışındaki şeyler, bizim ruh halimize, tutkularımıza uyarak, harekete geçmezler mi!
Aynaların tılsımı yanı, insana yüzü gibi, ruhunu da göstermesidir...
Mesele; ilkçağın Tanrıları gibi, güçlü, çevik, şen kalmaktır.
Aynanın sevgisindeki sevgi, yücedir, beyinden gelir. Duygularda doğan, duygular yorulunca, ölen maddi güzellikler, sevgilerden değildir.
Ayna; iyiliklerin ve kötülüklerin gölgesini gerçekleştirir.
Aynalar, giysiler giydirip dünyanın bütün günahlarını güzelleştirmez!
Aynalar güneşin batışını seyrettirir, üzerine bir tek yıldız kondurulmuş, bulutsuz bakır rengi bir gökyüzü ışıldatır insana...
Yaşatır durgun su korkusunu...Düşündürtür insanı, hangisi daha korkunç; günah çizgileri mi! yaşlılık çizgileri mi! Kondurur masana, yabancı ülke çiçeklerini! ince bir renk uyumu ile yan-yana. Haberdar eder insanı, görünen dünyanın varlığında. Benimsetir insana, ince tuhaflıkların, özentisiz,çekiciliğini! Akla uygun ilkeleri olan, derli-toplu bir felsefi duygu yüceliği yaratır. Kızar: aşk duygularını, aç bırakıp, boyun eğmeye yada daha doğmadan, acıdan öldürmek isteyenlere! Bilir korkudan, kaçtıklarını! Güçlü tutkular her şeyi ezip, geçer. Büyük üzüntüler, büyük sevgiler, kendi enginlikleri yüzünden yok olurlar.
İnsan, aşk ve aynalar geçmişi olan kadınlardan, geleceği olan erkeklerden hoşlanır...
Ama ben:
en güzel aşklarımı türkü söylerken yaşarım...
Hüseyin Tepe
01 Mart 1998
Beyoğlu
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder