29 Mart 2017 Çarşamba

30.03.2017 Hayır

#HAYIR diyorum çünkü:
Beyin ve kontrol ettiği parça ile bileşenlerin biribirleriyle etkileşim kurarak insan bilincini bu bileşimlerle
nasıl etkileşim kurduğunu düşünerek anlamak gerek...
Basit parçaların kendilerinden büyük bir çok şeyi nasıl ortaya çıkarabildiğini görmek istiyorsak...
Hemen yanı başımızda her an dokunabileceğimiz karınca yuvasını şöyle bir incelememiz yeterde artar.(...)
Yaprak kesici karıncalar oluşturdukları milyarlarca üyelik koloni içinde kendi besinlerini kendileri yetiştirirler...
Karıncalardan bazıları taze bitkileri aramak için yuvadan çıkar ve aradıklarını bulduklarında da buldukları bitkiden
ısırarak kopardıkları büyük parçaları yüklenerek yuvaya taşırlar...
Ancak,taşıyıcı karıncalar bu parçaladıkları yaprakları yemezler...
Toplayıcı- Taşıyı karıncalardan aldıkları kopartılmış yaprak parçalarını bu defa daha küçük yapıda olan
işçi karıncalar alır ve çiğneyerek daha küçük parçalara böldükten sonra,bunları büyük yeraltı "Bahçe"lerinde
yetiştirdikleri mantarlara gübre olarak kullanırlar...
Bu şekilde beslemiş oldukları mantar ise, karıncaların daha sonra yiyeceği spor üretici küçük tomurcuklar oluşturur...
Karıncaların bu ortakyaşam ilişkisi artık öyle bir düzeye ulaşmıştır ki, temel besinleri olan mantar artık tek başına
üreyemez hale gelmiştir...
Mantarın üremesi bundan sonra sadece karıncalara bağlıdır...
Ve karıncalar bu başarılı tarım stratejisini kullanarak, yeraltında yüzlerce metre karelik devasa yuvalar inşa ederler...
Burada her karıncanın tek başına yaptığı iş aslında sonderece basit olarak oluşturdukları talimat ve kurallara uymaktır.
O kadar...
Dikkat edilirse çok nek olarak görülen şu ki!
Kraliçe karınca buyruk yağdırıp diğer karıncaların davranışlarını yukarıdan aşağıya doğru düzenliyemez...
Onun yerine her karınca diğer karıncalardan, larvalardan aldığı yerel kimyasal sinyallere tepki vererek görevini yapar...
Ve her karıncanın, gösterdiği tepkiler yalnızca yerel ortama ve kendi türü için genetik olarak kodlanmış kurallara bağlı
olan gösterişsiz, otonom bir birimdir...
İyi bir gözlemcinin hem görebileceği gibi en tepeden merkezi bir karar sisteminin yokluğuna rağmen, yaprak kesici karınca
kolonileri olağan üstü karmaşık ve incelikli bir davranış biçimi sergileyerek mutlu bir yaşam sürdürürler...
Süren bu mutlu yaşamın'da, tek tek karınca bireyleri içinde ölümlü bir sonları vardır...
İşte bu ölümler gerçekleşirken ölen karıncanın ölüsünü dışarı atmak için oluşturdukları yuvadaki bütün girişlerden
en uzak olan noktayı bulmak için incelikli bir gometri problemini çözer gibi çalışarak ölü karıncayı oraya taşırlar...
Bana selendiğinizi duyar gibiyim; de hele sen bu gözlem ile bize ne anlatmak istiyorsun diye!..
Geçmiş yıllarda yani 8 ci Cumhurbaşkanı Turgut Özel, 9 cu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel dönemlerinden bu yana
defalarca seslendirilen tek kişilik başkanlık sistemi...
Şimdi de 12 ci Cumhurbaşkanı Recep Tayyib Erdoğan tarafından seslendirilip dururken son bir kaç aydır da onayımıza
sunalan ve oylamasına son iki hafta kala bu tek kişilik yönetim biçimli anayasa taslağı bana karıncalırın bizden
daha sosyal pallaşımcı ve her bireyin kendi üstüne düşenden sorumlu olduğu işle meşgül olması onalara ne büyük
avantaşlar sağladğı kavgasız gürültüsüz mesut mutlu bir yaşam sürdüklerini hatırlattığı için bende oyumu
"karınca kararınca" diyerek üstüme düşeni yapmak için bu tek kişilik yönetim anlayışına: (...)
ne kendimi ne vatandaşlarımı nede Ülkemi teslim etmemek için #HAYIR diyorum...

Hiç yorum yok: