3 Mayıs 2014 Cumartesi

GERÇEĞİ ALGILAMA VE KARAR VERME.


GERÇEĞİ ALGILAMA VE KARAR VERME:


      Bilmenin temel belirleyicisi insanlar; özgür iletişim ve ilişki ortamında gerçeğe ulaşırlar.
Çünkü, her insanın doğal eğilimi gerçeği bulmaktır. Sonunda belirli varsayımlar ya kullanılır yada tartışılarak gerçek tanınır. Veya gerçeğe varılarak, tadılır.   
     İnsanlar kendileri için geçerli olan gerçeklerin (doğruları)  başkaları içinde geçerli olup, olmadığını ölçmeden yetersiz kalır. Çünkü özgür iletişim ve ilişki ortamında bunu test etmesi çoğu kez mümkün olmaz. Mümkün olmayan doğruyu yakalamak değil, o ilişki ve iletişim ortamını yaratma zorluğudur. Bu çabalar ilkeli ve bilimsel temelleri uygulayan yönetim anlayışı ile gerçekleşir.
     Karar vermede dayanak yapılan sezgiler, duygular yada alışa gelmiş yollar, bu konuda yarar sağlar. Unutmamız gereken şey, karar vermede kullanılan bu temellerin tümü, kişisel bir özellik ve özerklik taşır. Çoğu kez başkalarına pek aktarılamaz. Çünkü kişiler kendi sezgileriyle, kendi duygularıyla, kendi alışkanlıklarıyla, belli bir konuda, belli bir yönde kar verirler. Aynı konuda başka bir kişi farklı sezgi- duygu ve alışkanlıklara dayanarak farklı karar verir. işte bu nedenle dayanaklar kişisel bir özellik taşır. Öte yandan sezgi, duygu- alışkanlık gibi öğelerin belli bir kişi tarafından değişik ortamlarda kullanımında bile farklı sonuçlar doğurur. 
     Karar vermeye, gerçeği algılamaya çeşitli koşullar gerekir. Bunlar bedensel olarak kimyasal, sosyolojik vesaire gerçekler ile çevresel koşullardır. Bu koşullar risk ve belirsizlik ortamlarını yaratır. Bunlar karar vermeyi etkileyen kaynaklardır. Karar vericinin bu koşullara etkili olması, denetiminin olması, yada çok az olması veya hiç olmaması bu etkilerin önemini arttırır. Bu etkilerin azaltılması, özgür iletişim ve ilişki için çok çaba gösterilmesi gerekir. Çünkü bunların hiç biri durağan değildir. Bunlar durağan olamadığı için devamlı çaba sarf etmek gerektirir. Toplumsal sorumluluk, toplumsal adalet, toplumsal uzlaşma ve bireysel sorumluluk, bireysel adalet ile bireysel uzlaşma, kavramları çoğu kez denk düşmez. Çünkü bireysel değişim, çoğu kez  toplumsal değişim ile bire-bir aynı olmaz. Olması zaten beklenmemeli. Olursa ne birey nede toplum değişemez. Değişim  birebir olsaydı, dünyaya bir insan yeterdi. Hepsinin aynı olmasının ne gereği yada anlamı var ki! Bu dünyanın durması gibi bir şeye neden olur...
     Gerçeği algılama, ve karar vermede, yarar ilişkisi yada kavramı çok ama çok önemlidir. Bireyler seçimlerini, olağan olanla ölçer ve olağanın üstündekini yeğlerler...Yararı çok olan, yararı daha az olan göre öncelikle seçilir. Buna yönelirken risk faktörü yada kavramı çok önemlidir. Risk ölçülebilir bir belirsizliktir. Çünkü yarar yada zarar olarak belirlenecek bir olasılık söz konusudur. Burada oransal olasılık vardır. Yani alternatifli sonuçlardan biri, belli oranlarda (ihtimallerle) gerçekleşir. Buna neden ise, belirsizliktir. Çünkü bir yada birçok seçeneğin tam olarak kestirilememesi ve net bir anlam verilememesi risk almayı zorunlu kılar. Gerçeği algılama ve karar vermede, tam bilgili, tam bilgisiz ve yarı bilgili veya bilgisiz belirsizlikler içinde ancak, risk yöntemiyle çıkılır. Buna tanı koymanı çok yararı vardır. Tanı konduktan sonra, ihtiyacı belirlemek, gerekli müdahaleleri yapmak, son derece kolay olur. Çünkü artık gerekli eğitim ve deneyim devreye girecektir. Gerçeği algılama ve karar vermede seçeneğin iyi olması, öbür seçeneğe göre üstünlükler yada  avantajlar taşıması gereklidir . Burada  iyi olma yada iyiyi seçme kavramı gerçeği algılama ve karar verme biçimine de bağlıdır. Yani gerçeği algılama ve karar verme, o yöndeki seçeneklerin değerlendirilmesine bağlıdır. Önemli gibi görünmese bile gerçeği algılama ve kararın vereceği tepkinin pek bilinmemesidir. Bu durum da alternatif algılama ve karara karşı alınacak algılama ve karar, onu sorunsuz ve etkisiz hale getirebilecek özellikler kapsamalıdır.
    Gerçeği algılayıp karar verirken içinde bulunduğu durum, karmaşık bir özellik gösterebilir. Burada içinde bulunduğumuz durumu, yalınlaştıracak etmenlerin bir bölümünü, denetleyebilir hale gelmekte büyük yarar vardır, Ancak bütün etkenleri ele almak istediğimizde, biri-biri ile çelişen uyumsuzluklar gösteren pek çok durumla karşılaşırız. Gerçeği algılama ve karar verme içinde çıkılamaz durum oluşa bilir. İşte burada, doğru algılama ve karar için değişmez öğeler ile değişken öğelerin ağırlık noktalarını veya noktasını oluşturan verilerin toplanması ve seçilen veya istenen modele uygulandıktan sonra, gerçeği algılamak ve karar vermek oldukça açık bir biçimde belirmeye başlar. Sıra artık gerçeği yada ihtiyacı algılamak ve karar vermek için davranış biçimini seçmeye gelir. Bu aşama:  doğru algılama ve karar vermenin bel kemiğini oluşturur. Bu ihtiyari algılamayı ve karar verme aşamasına varmaktır. Ulaşılacak algılama ve karar, var olan bir olguyu kabullenmek olur.

Hüseyin Tepe
15.08.2000
İz Kültür Evi

Hiç yorum yok: