28 Mayıs 2014 Çarşamba

İSTEĞİN YOĞUNLUĞU VE CİNSELLİK.

İnsan çeşitli gereksinme isteklerini gidermek isterken, kendisi iççin kişisel önemi en çok mal ve istek arasında secim yapar. Bu konuda en büyük öncelik yiyecek, giyecek gibi temel mallara verilir. Haz ve zevke yönelik istekler ikinci plana itilir. Bu istekler hiçbir zaman tam olarak giderilememektedir. Kimi zaman bu istekler kurallar zincirinde sıraya dizilmiştir. Evlilik, sevgililik ve diğer özgür ilişkiler olarak bu birimler aynı amaç ama farklı ilişkiler doğurur. Bu durum cinselliğe olan talebi farklı amaçlarla kullandırdığı için talebi daha çok arttırır. Beğeniler ve yeğlemeler öne çıkar. Aynı isteği gereksinmeyi karşılayan bu ilişkiler arasından birini yeğlemek zorunluluğunu toplum oluşturmuştur. Bu hiçte özgür bir ilişki türü değildir. Çünkü beğeni ve yeğlemeler gelenekler, görenekler, alışkanlıklar, çevre, din kültür gibi etkenlerin etkisiyle oluşmaktadır. İsteğin yoğunluğu ve cinsellikte de birer tüketici olan insanın ilerideki beğenilerinin ve yeğlemelerin ne olacağını hangi yönde ve hangi boyutta değişeceğine ilişkin olarak büyük bir belirsizlik vardır. İsteğin yoğunluğu ve cinsellik beklentilere dönüşür ve arttırır veya azaltıcı sonuç verir. Çünkü bireylerin tek tek istek yoğunluğu (talepleri) toplumun istek ve yoğunluğundan farklıdır. Kişiler bu belirsizlikleri eşinde, sevgilisinde bulamazsa özgür ilişki ile ve ortamlarda bir kısırlık, bir kıtlık var demektir. Bu durum sıkıntıya düşmek istemeyen tüketicilerde-alıcılardan olağandışı yollarda savaşması bir enerji tüketmesi demektir.
Kişilerin yakın çevresine ilişkin özentisi, onlar gibi olma isteği, onlardan üstün olma güdüş, kıskançlık nefret duygusuna kapılma gibi birçok etkenin bu isteğin yoğunluğuna yön verdiği bir gerçektir. Yani kişiler belirli bir toplulukta kendini kabul ettirmek için onlar gibi davranmak, onlar gibi tüketmek, onlar gibi belirli olanlara yönelip diğer ilişkiler ve durumlarda kaçmak isteyebilir. Böyle olacağı gibi bazen de toplum dışına çıkacak ve toplumla uzlaşmazlığı belirginleştirebilir.
İsteğin yoğunluğunun tanıtılması, kendi cinselliğinin anlatılması gereksinme ve istekleri karşılama biçimlerinin ortaya konması sonuca varmayı kesin etkiler. İsteğin yoğunluğunu ve cinselliğinin esnekliğini açıklamak, nitelik ve nicelik olarak gelişkinlik derecesi, isteğin karşılığının bulunup bulunmaması isteğinin önceden veya anında planlarla ve en yüksek yararı sağlayacak biçimde gerçekleştirebilir.
Kişiler ussal olmayan pek çok etkenin etkisiyle çok farklı davranışları göstermekte ve isteğin yoğunluğunu ve cinselliğinin yararlarını en aza indirebilirler veya en çoğa çıkarabilirler. Kişilerin duyguları, içgüdüleri ile gerçekler arasındaki çelişkiler de ussal olmayan davranışları yönetmektedir.
Hâlbuki içgüdüsel olarak kendilerini yorucu, rahatlarını bozucu, sıkıntıya sokucu konularda uzaklaşma eğilimindedirler. Bu eğilim, cinsel isteğin yoğunluğunda da kendini gösterir. Ve kişi fazla düşünmeden sıkıntıya girmeden cinsel tüketimini gerçekleştirmek ister. Cinselliğin kullanımından bir takım beceriler, gerektirmesi ussal olmayan davranışlara kaynaklık eder. Çünkü bilgi eksikliği, eğitimsizlik, öğrenmeye karşı isteksizlik cinsel talebi olumsuz yönde etkiler.
Bu durumda dış etkili etkenlerin cinselliği tümüyle yer değiştirmesine, başka ilişkiye nicelik ilişkisiyle kurulmuş bir talep koymasına yol açar. Öyleyse sorgulanması yargılanması gerekli olan cinsellik değil kendi isteğimizin yoğunluğu ve cinselliğimizdir.
Bunu yaparken çok dikkat etmemiz gereken yegâne şey esnekliktir. Yani cinsel isteğimizin uygunluğu ve yoğunluğunu değişkenlere bağlı olarak alıcıların gösterdiği duyarlılıkla ölçmemiz şarttır. Muhataplarımızın kimi esnekliğinin sonsuz olduğunu yansıtabilir. Bir diğerinin esnekliği sıfır olabilir. Yapabileceğimiz şey talep esnekliğimizle muhatabımızın alıcı esnekliğini karşılaştırmaktır. Ortaya çıkabilen farklılıkların değişmelerin belirlenmesi ilişkimizi ortaya koyabilir. Yani talep eğilimini saptarken en uygun hedef oldukça değerli, oldukça duyarlı değerler ortaya koymaktadır. Ve ortaya çıkacak değişmelerin belirlenmesi önemli bir konudur.
Ve cinsellikte isteğin yoğunluğuna paralel sonuç doğurabilir.
Hüseyin Tepe
22.9.2000
İz Kültür Evi

Hiç yorum yok: