29 Mayıs 2014 Perşembe

NEŞE-GÜLMEK-EĞLENMEK-DALGA GEÇMEK VESAİRE:


Neşe kederden daha çok emek ister. Gülmek zor bir kavram. Çünkü mantıkla içinde çıkılmaz.
Duyguların, sezgilerin, algıların vesairenin frensiz kullanıldığı anları temsil eder.
Hani derler ya "zembereğim boşandı" işte tam o anı temsil eder gülmek.
Bu an insanın hiç bir sansürü veya freni devrede değildir. Eğer bunlar devreye girerse neşe, eğlenme, şaka yapma, yaratıcılık vesaire devre dışı kalır. Yaşanan her anın duygusal değerlendirmesini yapmak, frensiz anlarımızda mümkündür. Değişim için duygusal tepkilerimizi devinime geçirmek gerek.
Böylece birikmiş sorunları, enerjiyi, kederleri vesaireyi bir gülmekle, bir espriyle bir eğlenmekle güvenli bir şekilde dışarı atmış oluruz. Çünkü zamanın en küçük birimi olan anı yakalamış ve kullanmışızdır. Sadece bu bile büyük enerji ve çabukluk isteyen frensiz zamandır. Yani sözcüğün tam anlamıyla anlamsal uygunluk devrededir. Bu insanı yeni bir bakış açısına götüren sıçramadır.
Yeni bir ipucu yakalamaktır. Zekasal bir değişimi gerektirir. Daha önce beyinde depolanmış bilginin su yüzüne çıkmasıdır bu. İşte anlık değerlendirme süreci boyunca ortaya çıkan duygularla bağlantılıdır bu. Bunu yapamayan kişiler, daha önce depoladıkları bilgileri, duyguları, fazlasıyla aynı tuttuklarında yeni haz duygusundan yoksundurlar. Meseleye yeni tespit olarak bakmaktan zorlanırlar. Hangi eylem yada yanıtın iyi yada kötü olduğunu çoğu kez beceremez. Dolayısıyla az emek verdiği depoladığı eski bilgi ve duygularına dönerler. Böylece yapabilecekleri yeni bir şeyin onlara zarar vereceğini kendi samimiyetiyle kendilerini inandırır, değişmez somurtkanlığı devam eder.

Halbuki ani yaratıcı değişim, pozitif elektriksel gizil güce doğru çarpıcı bir dönüş sağlar. Bilginin işlenmesi beynin depoladığı bilgi ve algılarına ansızın son verir. Gördüğümüz yada duyduğumuz veya hissettiğimiz yeni görüş yada olayların ortaya çıkmasına olanak tanır. Her türlü beklenti durumu yok edilir.

Bu iki uçlu şey öyle bir şey ki bir teki frene basarken öteki gaza basıyor. (Eski bilgi ile daha önce danışamadığımız yeni durum)

Bunlar öyle şeyler ki her ikisini  ayrı ayrı tutmak, ihtiyaç anında yararımıza kullanmak ancak yargısız ve beklentisiz anları yakaladığımız o bol emek ile olur. Yada şöyle söyleyeyim. İnsanı ancak güldüren yada neşelendiren veya kendisiyle bile dalga geçiren şeyin algılanandan çok can alıcı noktasını kavrama hızımızı kullandığımız andır. Keşfetme duygusunun yoğun olduğu an kafamızın karışık olmadığı an bu andır.

Sonuçta ortaya çıkan kahkaha, keyiflilik, neşe, eğlenme, dalga geçme vesaire bireyin birikmiş yükünü boşaltır. Böylelikle yanlış yola sapmasını engellediği bu yanlışlarda bir ders almasına yardımcı olur.


HÜSEYİN TEPE
03.08.2000 PAZAR
İZ KÜLTÜR EVİ BURSA

Hiç yorum yok: